22 Ağustos 2011 Pazartesi

chain sling - pain of salvation ..




       Bu şarkıyı dinleyip de etkilenmeyen insanoğlu olabilir mi..

12 Ağustos 2011 Cuma

İşte Görmek İstediğim Manzara

     Hayatımın nasıl olması gerektiğine karar verdim. Öncelikle yaşadığım hayata bi bakalım : Günde 15 saatin üstünde uyku, geri kalan zamanda yatarak dizi-film izleme, kola içmeden geçmeyen tek bi gün olmaması, leş gibi bir oda, manyaklıkta benden eksik kalmayan bi kız kardeş,İnsanlardan edilen nefret,vs .

     Ve sonra bir diziye rastladım. Black Books. Dedim ki işte abi ideal hayat tarzımı buldum sonunda. Hemen sizede resimlerle anlatayım diziyi.

     Bernard diye huysuz bi herif var ( ki benim idolüm bu adam işte ), bu mübarek şahısın bi kitapçı dükkanı var.Dükkan şu :
     Gördüğünüz gibi pis pasaklı biyer. Camların tozundan içerisi gözükmüyo. Gerçi iyi oluyo içerinin pisliği gözükmüyo böylece :D Ve şimdide sıra içindekileri tanıtmakta :D Karşınızdaaaaaaa Bernard Black :D
 
     Hey tanrım ya şuna bakın tipinden asalet akıyo :D Hele o saçların ihtişamı.. O bakışlar.. :D İşte bu şahıs bütün gününü içki içip , sigara tüttürerek ve müşterileri rencide ederek geçirir :D  İşte müşterinin birine Meşgulüm deme stili :D


    Veee işte Bernard a benzediğime ikna olduğum bir foto ve açıklama daha :D




     Ve gelelim Bernardın arkadaşlarına. Dükkanda Bernarda yardım eden ve çoğu zaman onun hem anası hem babası olan Manny :D



     O elindeki ayrı bi olay :D O sahnede "gelecekten gelen fahişe bi robot " taklidi yapıyodu :D   Sıradaki de yan komşuları ve Bernardın eski dostu Fran. Ne iş yaptığı belli değil. Sürekli iş değiştiriyo. Erkekler konusunda mükemmel bi şanssızlığı var :D Ve karşımızda Fran :D





     Sonuç olarak, benimde sahip olup olabileceğim en olumlu hayat böyle birşey olacak. Çok iyimser olmanın bi faydası yok. İşte sonum budur !
                                                   
                                                        Hadi ama ne kadar kötü olabilr ki :D

5 Ağustos 2011 Cuma

Nasıl Vampir Oldum ?

     Evet sayın olmayan okuyucularım, açlık hayal gücüme vurdu. Bir ramazan gününden daha size Şerefe demek istiyorum. dudağımda yara var, saçlarım yağlı, yüzümdeki siyah noktaları evlat edinmek üzereyim ama saçlarım güzel. Eeevvveetttt pasaklılarda modayı takip eder.


     Ramazan ayları (neden aylar nedir bilmiyorum yılda sadece 1 ramazan ayı var, belki de bize sonsuzlukmuş gibi geldiği için olabilir), özellikle yaz aylarına denk gelmeye başladıklarından beri hayatımı çok değiştirdi.Öncelikle annemle aramızda 30 cm olmasına rağmen cep telefonuyla konuştuk az önce. Anneme trip attım neden hiç görüşemiyoruz diye. ve bunda ciddiydim. Annemde sesin yankı yapıyor bahanesiyle telefonu kapatıp kaçtı. Böyle bir sonu hak etmiyordum. Neyse konuya dönelim, hayatımın değişmesinden bahsediyordum. Evet sayın seyircilerim , ben vampir oluyorum. Eğer böyle bir şey cidden yoksa da ben yaratıyorum böyle bir yaratığı.Hemde oruç sayesinde. Gece sahurdan sonra gün ağarana kadar uyumuyorum, gün aydıktan sonra uyuyup gün batana kadar da uyanmıyorum. uyansam bile öylece uzanıp gözlerimi dikip bakıyorum. Ölü gibi :| İftardaki halimi hiç anlatmak istemiyorum, çok içler acısı bir durum. Sayın yetkililer buradan size sesleniyorum, bu yeni bir türün doğuşudur. Uyarılmadık demeyin.