27 Ağustos 2012 Pazartesi

Bir Kuğu Gibi Süzülürken.. Baammm!!

Hani bazı insanların bazı meslekleri yapması imksansızdır ya, bilirsiniz. Mesela kan tutan bi cerrah görmedim ben şimdiye kadar. Ya da bitkilere alerjisi olan bi ziraatçi ( Aslına bakarsan eniştem bitkilere alerjisi olan bi ziraat mezunu.Not:Şuan sınıf öğretmeni).  İşte bunun gibi, benimde asla yapamayacağım bi meslek var: Hırsızlık.

Genelde geceleri yaşayan bi insan olduğum için, ben ayaktayken evdeki herkes uyumuş oluyo.Bende onlar rahatsız olmasın diye sessiz olmaya çalışıyorum. Tabii ki başarılı olamıyorum. Hatta sıçıp sıvıyorum bile denebilir. İşimi hızlıca halledip, alacağım ne varsa alıp gideyim diyorum, etrafta ne var ne yok döküyorum. Yavaş olayım diyorum daha beter oluyo. Hiç bişey yapmadan sadece yürüyüp geçeyim diyorum bu seferde bacaklarım kütlüyo !



Az önce de yüz yıldır aynı yerde duran sandalyeye bodoslama çarptım görmeyerek! Bacaklarımın heryeri mosmor. Allah vergisi bi yürüme yeteneğim var biliyorum.


26 Ağustos 2012 Pazar

Annemle pazarda.

Annemle pazarda gezmek bisüre şizofren olmak gibi. Yani aslında yanımda biri var ama aslında yok. Kendi kendime konuşuyo gibi değil, sonuçta annemle konuşuyorum ama tepki yok. Elmalara patateslere ne bileyim soğanlara o kadar çok odaklanıyo ki sanırım benim onun kızı olduğumu bile unutuyo. Kadına "Anne" diyorum bana böyle bakıyo :




Bu bakışlardan sonra söyleyecek bişeyim kalmıyo malesef. Testere 7 gerilimi halt etmiş.

Süper eğlenceli günlük yaşantım

Pekala. 10 gün sonra Almanya'ya gidiyorum. Daha heyecanlı ve hazırlık yapıyo olmam gerekmez miydi? Peki şuan nasılım? İşte böyle:

Yüzümde 10 kilo sivilce, rahatsız ediyo diye hunharca yakasını kestiğim tshirtüm, saçlar başlar yağlı, sokak çocuğu edasında evde dolaşmalar, sadaka ister gibi annemden kahvaltı dilenmeler.. İşte bu haldeyim. Annemden kaptığım yemeği şu şekilde zarifçe yiyorum: 



Sanırsınız ki nenem ingiliz asilzadesi, bütün bu soyluluk bana geçmiş. Değil mi ? 

Yemek yeme hadisesini atlatınca, sıkılmaktan sıkılıp bilgisayar başına geçiyorum. Bilgisayarda da çok işe yarar bişey yapmıyorum ama kendimi kesmemi engelleyen bi uğraş benim için. Tabi bazen kendimi fazla kaptırıyorum. Şöyle göstereyim : 

 Evdekileri böyle korkutmuşluğum çoktur. Hep asillikten anacım.

İşte günlerim böyle dopdolu geçiyo. Sanırsınız ki dünyayı ben kurtarıyorum. Neyse tamam uyku düzenimden hiç bahsetmicem.

11 Nisan 2012 Çarşamba

Herkes ille de yaşamak zorunda değil !





              Nerede ne kadar yalaka yavşak yaratık varsa hepsinin bağırsaklarını deşmek istiyorum. Öfkeli falan da değilim. Gayet soğukkanlı bir şekilde hepsini gebertip yoluma devam edebilirim. Hayatıma kaldığım yerden mutlu mesut devam ederim,yaşarım,unuturum. Hey Tanrım? 

30 Mart 2012 Cuma

Bahar gelir hoş gelir..

Evet sayın insanlar uzun bir aradan sonra merhaba.
Şuan size Çorum'daki evimden sesleniyorum. Martın sonundayız. Yani havalar güzel.İnsanlar güzel.Ben bile güzelim.O kadar diyorum bakın.Bu yazının konusu ne derseniz, hemen cevap vereyim: Sıkıntı. Havalar soğukken keyfim yerindeydi.Alıyodum battaniyemi,açıyodum bitane film bunalım bunalım takılıyodum. ohh miss. Ama nolduu şimdi? Havalar güzelleşti bi ortalık şenlendi, ev bunaltmaya başladı.. İşte yalnız olmak yazın neysede bahar da hiç çekilmiyo. Kışın insanlardan fellik fellik kaçan beennn, az önce rehberdeki herkesi "hadi gezek lan " niyetiyle aradım. Kimse telefonu bile açmadı :( Bende gittim bulaşık yıkadım.Bundan önce de belgesel izlemiştim. Şuanda da yoldan geçen insanlara bakıyorum. Bazılarını anneannemin kardeşine benzettiğim oluyo. Kötü ki pek fazla insan geçmiyo sokaktan. ahhaaaaa geçti bitane kız. Elinde telefon konuşa konuşa yürüyodu :( Herkes sosyal,herkes mutluuu bir  bennn yalnızz bir ben şizofren :( Bundan sonraki aşama kapının önünde oyun oynayan  çocuklara bağırıp çağırmak.Daha sonra da zaten bu yazıları artık manisa sarı binalardan yazıyo olurum.

Esen kalın,baharla kalın..

6 Mart 2012 Salı

Parti ve Sünnet

Kafası karışık,kendini Sokrates sanan ev arkadaşım,canım arkadaşım hatta hayali ikizim Fatma, yabancı dizilerden etkilenip parti yapmaya karar verdi. Ben de bu hikayenin günah keçisiyim doğal olarak. Etkilendiği dizi de "How I Met Your Mother". Newyork da geçiyor dizi. Yani biiiizzzzz Newyork da yapılan bir partiyi Çorum da yapmaya çalışıyoruz.

Aslında bütün bunların sorumlusu benim. Fatma ilk başta sadece kızları çağıralım bize oturur muhabbet ederiz demişti. Bende kızları çağırırken cemaat toplantısı gibi algılanmasın diye "parti var gelin lan işte" dedim. Bundan sonrasında da Fatmayı tutabilene aşk olsun. Kız aldı başını yürüdü.

Bugün 2 tencere sarma sardık. Newyork ta sarmasız parti olmaz çünkü! Ve başımıza gelmiş ve gelebilecek en kötü şey geldi! Fatma evi süslücez diyerekten gitti Sünnet Süsü aldı! Kocaman MAŞALLAH yazısı bile var.

Parti yarından sonra olcak. Bakalım nolucak. Merakla bekliyoruz sayın izleyenler.. Esen kalın..